6 Madde ile Girişim Fikrinizi Nasıl Çaldırırsınız?

Ulas Can Cengiz   ·   Wed Aug 26, 2015   ·   4-minute read

Girişim ve Girişimcilerin son dönemde karşılaştığı en büyük sorunlardan bir tanesi, fikirlerinin çalınma riski. Aslında bu gerçek bir sorun değil, lakin buna dair girişimcileri önlemler almaya itebilecek kadar büyük bir korku yaratması söz konusu.

Özellikle bir yazılımcı ile birlikte çalışmaya başlamadan hemen önce yaşanan bir tedirginlik durumu var. Bu tedirginliğin gerçek temeli, yazılımcının fikrinizi koda dönüştürecek gücü elinde bulundurması ve sizi aradan çıkartarak işi başkasıyla sürdürebilme ihtimali.

Gelgelelim, süreç aslında tam olarak öyle işlemiyor. Hatta herhangi birinin fikrinizi çalma yöntemiyle bir yazılımcının yöntemi birebir aynı bile denebilir.

Yazılımcı geçmişimin ve birlikte çalıştığım tonla yazılımcının verdiği güvenle, size bu işin aslını birkaç madde ile anlatmak isterim:

1- Girişim Fikirleri Ucuzdur

Her şeyden önce, birisi bana fikirle ve bir gizlilik anlaşmasıyla geldiğinde önemli olduğunu düşündüğüm bir şey sorarım:

Elinde sadece fikir mi var, yoksa para, plan, projeksiyon, sunum, yatırımcı, süreç bilgisi, fizibilite vb. güçleri de elinde tutuyor musun?

Bu sorunun sebebi, aslında işin sürecin bu noktaya gelmesine yol açan tedirginliği ortaya çıkartmak.

Dediğim gibi, girişim fikirleri ucuzdur. Her yerde, herkeste, her şekil ve biçimde sizin aklınıza geldiği gibi başka bir sürü kişinin de aklına gelebilirler.

Fikrin kendisini ucuz olmaktan kurtarabilecek bir yöntem mevcut değil ne yazık ki. Lakin, fikre değil de sürece yoğunlaşılırsa, sürecin ucuz olmasının önüne net bir şekilde geçmek mümkün. Devam edelim.

2- Aslolan Sürecin Bütünlüğüdür

Bir girişimci olarak, içinde bulunduğunuz sürecin bütün başlıklarıyla sorumluluğunu almanız gerekir.

Bu sorumluluk işin fikir halinden başlar, legal, finansal ve işletmeye özgü halleriyle devam eder.

Bütün bir süreci tek bir bütünün parçaları haline getirmek ve o bütünü işler kılmak girişimcinin en temel görevidir.

Bu durumda, bir fikri işe çeviren ana başlığın, sürecin bütününü işletebilme becerisi olduğu ortaya çıkar.

3- Fikrin Gelişimi, Analiz Süreçlerini Barındırmalıdır

Fikrin olgunlaşması dediğimiz olay burada devreye giriyor. Olgunlaşmadan kastettiğim; işin planının ortaya koyulması, sürecin iç ve dış dinamiklerinin netleştirilmesi ve yazılıma duyulan ihtiyacın net olarak ortaya koyulması.

Geliştirmek istediğiniz fikrin mümkün olduğunca detaylı bir analizini yapmak bu noktada faydalı olacaktır.

4- Piyasa Dinamikleri Değerlendirilmelidir

Hepimiz ister istemez aynı büyük piyasanın içerisindeyiz. Sadece girişimciler ve yazılımcılar için de değil; avukatlar, muhasebeciler, finansçılar, pazarlamacılar ve iş geliştiriciler de bu piyasanın içerisinde.

Yani, eğer size ait bir fikrin çalınması söz konusu olursa, bu herkesin içinde yapılacak aleni bir hırsızlık eylemi olacaktır.

Bunu göze almak, piyasanın içinde bulunma derdi olan bir girişim için bir hayli zordur. Kimse girdiği her ortamda hırsız yerine koyulmak istemez.

Bu noktada fikrin koruması, piyasa tarafından zaten layıkıyla yapılmaktadır.

Ortaya atılabilecek bir fikirden işler bir ürün çıkartıp ondan belli bir gelir elde etmek ciddi bir iştir.

Bunun için yazılımdan çok daha fazlası gerekir.

Yazılımcılarla ilişkiler, her ne kadar aynı sepete elma ve armutları doldurmak gibi olsa da; sonuca giden yol belirli oldukça herkes durması gereken noktayı bilecektir.

5- Güven, İlişkilerin Temelidir

Bahsettiğim piyasa, temelde orman kanunlarıyla yürür. Herkesin her şeyi yapabilmesine olanak tanımak adına pek çok sorunu da beraberinde getirebilir.

Bu noktada güven devreye girer. İşe alımlarda referans istenmesi de, “bizim yeğen”e yaptırılan internet siteleri de, güven temelli ilişkilerin kullanılmasına örnektir.

Güven temeli, bir girişimin en önemli sac ayaklarından bir tanesi olarak karşımıza çıkar. Yazılımcılara duyulacak güven de, eş kurucuya duyulacak güven gibi karşılıklı bir ilişki temelinde oluşturulabilir.

6- Fikrin Umursanmaması, Çalınmasından Kötüdür

Üzerinde sık sık durulduğunu gördüğüm bir diğer nokta da, fikrin umursanmaya değer bulunmamasıdır.

Bu nokta da aslında fikrin kendisi ile ilgili değildir; tıpkı fikrin çalınması gibi.

Umursanmayan pek çok girişim fikrinin milyar dolarlık işlere evrildiğine dair örnekler, bize aslında fikrin değil, ortaya çıkan ürünün umursanıp umursanmaması üzerinde durulması gerektiğini gösterir.

Aslında süreç aynı şekilde gelişir. Fikrinizi umursamayan biriyle çalan birinin yaptığı temelde aynıdır. Bunun sebebi de fikri olgunlaştırmak yerine var olan ham haliyle sunma çabasıdır.

Sonuca gelecek olursak, bir fikrin bir yazılımcı tarafından çalınıyor olmasının önünde pek çok engelin olduğu aşikâr.

Bu yönüyle, fikrinizin onu işletmeye dair inancınız kadar ve ancak o kadar size ait olduğunu belirtmek isterim. Tamamen size ait olan bir şeyi de başkalarının çalmasından korkmanıza gerek olmadığı kanaatindeyim.

Gizlilik anlaşması ve bunun gibi önlemler ancak ekstra olacaktır.

Denklem

Yıllardır içinde bulunduğum yazılım şirketimin ardından, yakın zamanda girişimlere teknik konularda danışmanlık vermeye başladım.

Bu kapsamda yakında yayına girecek bir kitap da yazdım; ismi “Denklem: Girişimciler için Yazılım Dünyasında Hayatta Kalma Rehberi”. Kitaba buradan ücretsiz ulaşabilirsiniz.