Milletin Uygulaması Nasıl Çalınır?

Ulas Can Cengiz   ·   Sun Jun 26, 2016   ·   4-minute read

Good artists copy, great artists steal. – Pablo Picasso

Şimdi Picasso abimizi yalanlamak olmaz. Hepimizin yaptığı en iyi işlerin çok büyük bir çoğunluğu başkalarının daha önce yaptığı şeylerin biraraya gelmesinden oluşuyor.

Bu yazıda kopyalamakla çalmak arasındaki farkın sonucu olarak ortaya neler çıkabileceğine değinmek istedim. Normalde Cumartesi günleri yazıyorum, ama sağolsun Fiskos  beni 7/24 kod yazmaya mahkum etti, o yüzden ancak zaman bulabildim, bunun için özür dileyerek başlayayım.

Uçan Kuşun Kodları

Bir mobil uygulamayı kopyalamak, piyasada 15 dolara satılan Flappy Bird klonlarından alıp Flapi Zört yapmak demektir.

Dünyanın en hızlı yayılan oyunlarından bir tanesini kopyalarsınız, sonra onu kimse oynamaz. Üstüne bir de kendinize nerede hata yaptığınızı sorarsınız ve büyük ihtimalle “ilk onlar yaptığı için oldu, bende de o kadar para olsa ben de yayardım” sonucuna varırsınız.

Gelgelelim, sağda solda makale okurken Flappy Bird’ün geliştiricisi kardeşimizin düşündüğünüz kadar para harcamadığını öğrenirsiniz ve teorileriniz bir kez daha yıkılır.

Bunu yapmanızda bir noktaya kadar sakınca yok aslında, bunu bir öğrenme süreci olarak alırsanız burada çok güzel dersler bulunabileceğini görebilirsiniz.

Lakin bunu bir ders olarak almak yerine gitmeye başladığınız yolda aynı şekilde devam etmeye karar verirseniz, aynı süreci tekrar yaşamaktan başka bir seçeneğiniz olmayacaktır.

Instagram, Snapchat ve WhatsApp’ın En İyi Özellikleri

Bir diğer kopyalama yöntemi de, milyar dolarlık uygulamaların yaptığı işlere bakıp, sadece etrafınızdaki insanları inceleyerek bunlardan daha iyisini yapabileceğinizi ve onlar ölçüsünde başarılı olabileceğinizi düşünmenizdir.

Instagram’dan filtreleri, Snapchat’ten otomatik silmeyi ve WhatsApp’ten canlı konuşmaları alıp muhteşem bir uygulama yapabileceğinizi düşünüyor olabilirsiniz.

Üstüne bunu bir de Picasso abimizin yukardaki sözüyle mevcut durumunuzu birleştirip kendinizi muhteşem bir sanatçı olarak ortaya koymak da isteyebilirsiniz.

Gelgelelim, bu da kopyalamadır, çalmak değil. Zaten varolan sistemlerin aynısını yapıp biraraya getirmeye çalışmak, çoğunlukla ince detayları es geçmenize yol açar, bu da herhangi bir yere varmanızın önüne geçer.

Tecrübe

Çalma noktasına gelebilmek için her şeyden önce bir kapasiteye ihtiyacınız olduğunu unutmamanız gerekiyor.

Yani daha önce uygulama yapmamışsanız, ilk uygulamanız Instagram’ın en iyi özelliklerini taşımaz.

Bunun temel sebebi, instagram’ın en iyi özelliklerini herkesin gördüğünden farklı görmek durumunda olmanızdır. Eğer ‘fotoğraf filtreleri’ diyip güzelim uygulamanın koca fotoğraf paylaşma sürecini ve barındırdığı zilyon tane ayrıntıyı kenara atarsanız olmaz.

Bir uygulamayı herkesin gördüğünden farklı şekilde görebilmenize, tecrübe denir. Her bir ince nüansı yakalayıp, nasıl yapıldığına dair araştırıp, daha iyisini nasıl yaparım diye düşünmek ancak ve ancak belli bir tecrübenin eseri olabilir.

Snapchat’in liste ekranlarının alt kısmında basket atan hayaletlerin kullanıldığını görüyor olmanız, onların kullanıcı deneyiminde ne kadar etkili olduğunu anlıyor olmanızı beraberinde getirmez.

Ya da WhatsApp’te kullanılan ‘okundu’ belirteçlerinin farkında olmanız, onların hangi durumlarda nasıl kullanıldığını anlamanızı beraberinde getirmez. Üstelik bunu bir tecrübeden uzak bir şekilde çalmaya çalışırsanız, sunucularınızın nasıl patladığını izlemekten başka çareniz kalmaz.

Peki Nasıl Çalarım?

Özellik çalmanın birinci kuralı tecrübedir. Bir uygulama özelliğini çalmadan önce yakınlarında gezinmeniz, nasıl bir ortam içerisinde kullanıldığını incelemeniz, diğer öğelerle bağlantılarını kurmanız ve onlar üzerine düşünüp tartmanız gerekir.

İkinci olarak, bir özelliği çalmaktan bahsedecekseniz, bunun düşündüğünüz kadar büyük bir özellik olmaması gerekir. Yani instagram’dan çalacaksanız, fotoğraf filtrelemeyi çalamazsınız. Çalabileceğiniz, örneğin fotoğraf ekleme sürecindeki ikinci adımdan hemen sonraki hızlı geçiştir.

Onu alıp fotoğraf işlemeyle alakası bile olmayan uygulamanızda kullanmanıza çalmak denir. Ancak o zaman gerçekten bir sanatçı gibi davranıyor olabilirsiniz.

Ya da örneğin Snapchat’teki listelerin altında basket atan hayaletlerin altında yatan sistemi çalabilirsiniz. Bunu gidip “to-do list” uygulamanızın sonuna ekleyerek uygulamanızı çok daha muhteşem bir hale sokabilmenize çalmak denebilir. Bu da buram buram sanat kokan bir hareket olacaktır.

Tersine mühendislikten kastım tam olarak bu. Eğer gerçekten bir sanat eseri ortaya çıkartmak istiyorsanız; elinize aldığınız uygulamanın bütün özelliklerini en ince ayrıntılarına kadar, milimetrik olarak değerlendirmeniz ve onları nasıl geliştirebileceğiniz üzerine düşünmeniz gerekir.

Herbir özelliğin nasıl kullanıldığını, hangi komponentlerden oluştuğunu ve aralarında nasıl bir ilişki kurulduğunu incelemeniz, söz konusu özellikleri çalmayacak bile olsanız bir sonraki uygulamanızda ufkunuzu iki katına çıkartabilir.

Gelgelelim, bütün bunları değerlendirebilmek için sadece uygulama geliştirebiliyor olmanız yeterli olmayacaktır. Aynı zamanda iyi bir uygulama kullanıcısı olmanız, uygulamaların kimi özelliklerini (paralı bile olsalar) detaylarıyla incelemeniz, para verdiyseniz paranızın karşılığını nasıl vermeye uğraştıklarından emin olmanız gerekir.

Ancak ondan sonra bir mobil sanat eseri yaratmak için gereken kapasiteye sahip olabilirsiniz.

Bu kapasiteye bir kere sahip olduktan sonra da onun verdiği hazzı çok az şey size yaşatabilir.

Sonuç

Sonuç olarak, milletin uygulamasını kopyalamayın. Eğer çalabiliyorsanız, gidin çalın. Eğer çalmaya gücünüz yetmiyorsa, dönüp kendinize bakın, kendinizi geliştirin ve tekrar deneyin.

Bir yazılımcı açısından, dünya çapında el üstünde tutulan bir özelliğin altında yatan dengeleri görüp ondan daha iyisini üretebilmekten daha fazla keyif veren bir şey yoktur. Emin olun, uygulamanızın başarılı olması bile o kadar keyif vermez.

Ne yaptığını bilenler her zaman kazanır.

Haftalık olarak yazılar yazmaya çalışıyorum, sizlerden gelen iyi/kötü bütün eleştiriler beni daha çok yazmaya itiyor ve geliştiriyor. Bu yazımı da okuduysanız devamı için cesaretlendirmek açısından alttaki kalbe tıklamanızı ve hatta bir cevapla katkıda bulunmanızı isterim.

Bir de kitabım var, almak ve okumak isterseniz diye linki burada .

Seviyorum sizi.