Hepimiz sevdiğimiz işi yapmak isteriz. Hayalini kurduğumuz hayatın belli bir parçasını o işe ayırırız.
Örneğin, hayalinizde; çok büyük bir iş insanı olmak, oyuncak bebek dikmek veya kafe açmak olabilir.
Kimilerimiz, hayallerindeki o minik kafeyi açma olayına kendini o kadar kaptırırlar ki; kafenin gelir-gider dengesine dair bile hiçbir fikirleri olmadan birkaç ayda batma garantili hayallerinin peşinden gitmeyi seçerler.
Burada, iş ve hobi arasındaki fark devreye girer.
Yapılan işin para kazandırması gerekir. Eğer para kazandırma beklentisi yoksa, ona hobi denir.
İnsanlar hobilerini işe, işlerini de hobiye dönüştürebilirler.
Gelgelelim, her iki yöndeki değişim de ciddi şekilde efor sarfetmeyi gerektirebilir.
Her ne kadar hayal kurmak ve peşinden koşmak önemli olsa da; kurulan hayalin ekonomik altyapısına dair adımlar atma ihtiyacını gözardı etmemek gerekir.
Yani, para kazanmadan hayalinizdeki hobiye sahip olabilirsiniz; lâkin hayalinizdeki işi para kazanmadan yapamazsınız.
Sizin hayaliniz olması; bir hobiyi işe dönüştürmez.