Geçen haftaki yazımda para kazandıracak iş ilişkilerinin nasıl kurulabileceğini anlattım. Bu hafta da aynı konsept üzerinden devam edip, bu ilişkilerin sonlanması gerektiğinde nasıl bir yol izlediğimi anlatacağım.
Baştan söylemekte fayda var; başlayan her şey biter. Çoğunlukla da siz bitti demeden biter. Ama iyi biter, ama kötü biter, bu değişebilir olsa da başlayan her şeyin bitiş noktasına dair en azından bir fikir sahibi olmakta fayda var.
Bu bitiş bir girişim için tamamını satmak veya batmak olabilir. Aynı şekilde bir iş ilişkisi için iyi veya kötü bir şekilde yolları ayırmak da olabilir.
Gelgelelim, ihtimallerin hepsini düşünmeye çalışmak yersiz, karşılaşılacak durum her zaman kendine özgü dinamikler barındıracaktır. Bu tür durumları önceden hesaplamaya çalışmak sadece yorar, başka bir işe genelde yaramaz.
Batık Maliyet Etkisi
Genelde iyi bir seyir halindeki iş ilişkilerini sonlandırmak istemeyiz. Hatta bu durum kimi zaman ‘batık maliyet etkisi’ dediğimiz şeye bile yol açabilir.
Batık maliyet etkisinden kastım, mevcut kötü gidişatı kendinden daha fazlasını vererek çözebileceğini düşünme durumu. Genelde yatırımlar batma eğilimi gösterirken içeriye daha fazla para girişi yapmak şeklinde cereyan eder.
İş ilişkilerinde de durum benzer noktalara gelebilir. ‘Biz iyiydik ya’ diye düşünerek sürecin tek taraflı bir çözümünü üretmeye çalışabilirsiniz. Bu kimi zaman işe de yarayabilir.
Öte yandan bu, göle maya çalmaya benziyor. Kimi zaman tutma ihtimali olsa bile genelde tutmayacaktır. Göl örneğinden devam edecek olursam, bu sürecin bir diğer özelliği de -tıpkı ikili ilişkilerdeki gibi- dışardan bakıldığında çok daha düzgün anlaşılabilmesidir.
Yani siz göle maya çalmakla uğraştığınızın her zaman farkında olmazsınız. Bu farkındalığa ulaşabilmek için bir iki adım geri çekilip durumu değerlendirmek veya güvendiğiniz bir başkasından sizin yerinize bu durumu değerlendirmesini istemek mümkün.
Gerginlik Başlangıcı
Kabul edelim, ayrılıkların çoğunluğu bir takım gerginlikler ardından gelişir. Gerginlikler etrafından gelişmeyenler zaten ya yeni fırsatlar ya da belli paralarla birlikte gelir, o yüzden onları burada anlatmaya gerek yok.
Gerginlik süreçleri gördüğüm kadarıyla her türlü ilişki içerisinde olmazsa olmazlardan. Bunun sebebi tamamen hayatın diyalektik olarak işlemesinden kaynaklanıyor. Yani hiçbir şey ‘sadece iyi’ veya ‘sadece kötü’ olmaz, her verili anda her ikisini de barındırır.
Gerginlik yaşamak istemiyorsanız, iş ilişkisi kurma olayına hiç girmeyin derim, zira öyle ya da böyle karşılaşacağınızdan emin olabilirsiniz.
Burada kritik nokta, sizin mevcut gerginliğe olan yaklaşımınız olacaktır. Benim zamanında olduğum gibi en ufak gerginlikte ipleri koparma noktasına gelecekseniz, yine bu alan size göre değil, bunu değiştirmeniz gerekecek.
Gerginliğe olan yaklaşımınızı düzenlemek açısından gelecek planlarınızı gözden geçirmenizde fayda var. Gelecek planlarından kastım tamamen hayata dair yeni alternatifler üretmek konusundaki enerjiniz.
Tanık olduğum süreçlerin daha büyük bir gerginliğe evrilen kısmı hemen hemen tamamen tarafların kendilerini alternatifsiz hissetmelerinden kaynaklı oldu. Girişimciyseniz, işinizi yatırımcılarınızın keyfine bina etmemeniz gerekiyor. Ya da yatırımcıysanız bütün paranızı tek bir işe basmamanız.
Bu tarz alternatifsizlik doğuran süreçler, ufak gerginlikleri bile kendi içinizde büyütmenize yol açacağından tehlikelidir. Her zaman hayata dair alternatif bir yaklaşımı kenarda bulundurmanız kafanızı rahatlatmak için gerekli olacaktır.
Kopma Noktasına Gelirken
Bu noktaya gelinebilecek yollardan en kısası ve en uzunu tehlikelidir. En kısasında muhtemelen harcamanız gereken eforu harcamamış olmanız, en uzununda da gerekenden çok daha fazlasını harcamış olmanız muhtemel. İki durumda da ortadaki sorunun size mal edilmesinin önüne geçmeniz zor olabilir.
Gelgelelim, kopma noktasının gelmeye başladığını hissettiğinizde alacağınız tavır çok önemlidir. Bağlantı noktaları kopma noktasına gelene kadarki süreç, o noktadan sonra hayatınıza nasıl devam edeceğinizi belirleyenlerden olacaktır.
Örneğin, sizi karşı tarafa bağlayan nesnelerle ilişkinizi yavaş yavaş kesmeye başlamanız gerekir. Bir yazılımcı açısından sık karşılaşılan durumlardan bir tanesi, kod yazmak amacıyla ortak alınan bir bilgisayar üzerinde karşı tarafın hak iddia etmesi durumudur. Bu durum yaklaşırken alınabilecek en düzgün çözüm, herhangi bir ihtilafa mahal vermemek adına, bilgisayarın aidiyeti kesinleşene kadar içerisinde bir kod yazma eylemi gerçekleştirmemek olacaktır.
Bu gibi olası karmaşa durumlarında yazılı kayıtlar çok önemlidir. İnsanlar söylediklerini unutabilir ve/veya değiştirebilirken, bunu yazdıkları için yapamazlar. Yani her şey iyiyken ‘senin olsun’ demek bir şey ifade etmez. Bunun yazılı olarak bulundurulması gerekir ki, sonraki süreçlerde bir hak karmaşası yaşanmasın.
Herkesin “tersi” kendine göre “pistir”. Bu “ters"le uğraşmaya çalışmak yerine bu süreci kökünden çözecek önlemler alma yoluna gitmek süreci yumuşatır.
Kopma Kesinleştiğinde
Türkiye’de yaşayan ve iş ilişkileri kuran biri için, ‘kopma’ kavramının doğrudan fiziksel çıktıları olması muhtemel. Fiziksel çıktı derken bildiğimiz kavga etmekten bahsediyorum.
Her şeyden önce, bu kesinlikle ama kesinlikle uzak durulması gereken bir yöntem. Hayatınızda kavga etmeniz gereken hiçbir anla karşılaşmayacaksınız diyemem, lakin iş ilişkilerinde sonuçları ne olursa olsun fiziksel bir temastan uzak durmak gerektiğini söyleyebilirim.
İçinde bulunduğunuz piyasa sizin kavganızı soğurabilecek kadar büyük değil. Bütün geleceğinizi sinir bozukluğunuza kurban etmiş olursunuz, hiç tavsiye etmem.
Kopmanın çok daha insancıl yöntemleri var. Özellikle geri dönüşü olmayan bir noktaya gelindikten sonra, piyasanın o küçük olan boyutlarını tekrar tekrar gözünüzün önüne getirmenizi tavsiye ederim.
İşler iyiyken en kral siz olabilirsiniz. Lakin işler her zaman iyi gitmez. Sizi en kral yapacak olan; iş sıkıntılı bir hal aldığında ve o sıkıntı geri dönülemez bir boyuta ulaştığında atacağınız adımlar olacaktır.
Zamanında anlaşmanızı sağlayan ve yazılı olarak tuttuğunuz bütün materyalleri gözden geçirmeniz, olası fikir ayrılıklarında net bir sonuç üretebilmek adına yardımcı olacaktır.
Bu tür durumlarda yapılabilecek en iyi hareket, kendinizi savunurken karşınızdakini de ihmal etmemenizdir. Karşınızdakinin iyiliğini düşünerek ve ona dair adımlar atarak kendinizi boşlamış olmazsınız. Aksine burada olan, kendi durumunuzu yüceltmenizdir.
Örneğin ortağınızla ayrılırken size ait bir müşteriyi ona bırakmak gibi küçük adımlar uzun vadede içinizin çok daha rahat olmasını sağlayabilir. Bunları illa da yapmanız gerekmiyor, ama en azından üzerine düşünmenizi öneririm.
Koptuktan Sonrası
Adımlarınızı doğru atarsanız, hayatınızda bir sonraki fırsata kapılarınızı açmış olursunuz.
Burada önemli olan, ilk sevgilisinden ayrılıp ‘ben artık kimseye güvenmiyorum’ diyen ergen kardeşimizden bir farkınız olmasıdır.
İş ilişkileri tecrübe ile ilerler. İş süreçlerinde karşılaşılan sorunları çözmek gerekmesinin temel sebebi, o sorunların tekrar tekrar karşılaşılabilir olmasından ileri gelir.
Yaşadığınız sorunlar sizi büyütmez. Sizi büyüten ulaştığınız çözümlerdir.
Ayrıca, ortada eğer temel değerler açısından bir sıkıntı yoksa, iş ilişkisini kestiğiniz insanlarla tekrar birlikte bir şeyler yapmanız mümkündür. Bu yüzden -yine temel değerler açısından bir sıkıntı yoksa- bağlantıları tamamen kopartmak işinize gelmeyecektir.
Sonuç
Sonuç itibariyle, elbette iş ilişkilerinin kopmasını hiçbirimiz istemeyiz. Gelgelelim, bunu istemiyor olmanız, bunun başınıza gelmeyeceğini göstermez. Önemli olan, bunlar başınıza gelirken aldığınız tavırlar ve ürettiğiniz çözümlerdir.
Mümkün mertebe kısa tutmaya çalıştım, lakin herbir olası soruna teker teker kendi özelinde yaklaşım geliştirmek gerektiğini belirteyim.
Seviyorum sizi.